- Gidilecek yerler
- Yapılacak şeyler
- Seyahatinizi planlayın
- Ιlham alın
- Daha fazlası
Meteora, ‘boşlukta asılı kalan’ anlamına gelir. Bu inanılmayacak derecede uzun ve dik kayaları her görüşünüzde gözlerinize inanamayacaksınız. Yalnızca muazzam bir jeolojisi yoktur bunun yanı sıra hayal gücünüzü de genişletmektedir. Manastırlar, bu zirvelere dengelenmiştir. Peki bunlar oraya nasıl gitti? Materyalleri makaralarla, ağlarla ve çıplak elleriyle kaldırarak manastırları yapan keşişler hakiki dağcılardan oluşmaktaydı.
Günümüzde, dünyanın her yerinden dağcılık meraklısı kişiler Meteora’ya kendilerini bu devasa kayalara atmak için gelirler. Meteora, Unesco tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir. Yunan devleti burayı kutsal nokta, bozulmamış ve değişmez yer olarak adlandırmaktadır. Şüphesiz, dünya harikası Meteora’yı tanımlamak için başka muhteşem sıfatlar da vardır.
Orta Yunanistan’daki insanın aklını başından alan kayalar Kalambaka’nın kuzeyinde, Pindus Dağlarının güneyinde bulunan düz vadiye dik olarak yükselir. Manastır hayatı, Athos Dağındaki Teselya’dan uygun yerde inzivaya çekilmek amacıyla cenneti andıran bu sütunlara gelen ilk keşişlerle 11. yy’da başlamıştır. 14. yy’da Meteora’nın Kutsanmış Athanasios’u bu bölgeye gelip Yüce Meteoron manastırında ilk manastır topluluğuna rastlamıştır. Yunanistan’ın diğer köşelerinden gelen diğer keşişler ile birlikte toplamda 20 manastır oluşturulmuştur.
Günümüzde, her ziyaretçiyi ulvi makamlarında konukseverlikleriyle sıcak karşılayan altı adet aktif, ongun, restore edilmiş erkek manastırı ve kadın manastırını barındırır. Bunlar: Agios Nikolaos Anapafsa, Metamorphosis tou Sotiros veya Megalou Meteorou, Varlaam, Roussanos, Agia Triada ve Agios Stephanos’dur. İster restore edilmiş ister terk edilmiş olsun diğerleri boştur.
Manastırların ilk zamanlarında, dağcılık bir gereklilikti spor değil. İpleri, ağları, çıplak elleri ve uzun cılız merdivenleri kullanmanın dışında tepeye ulaşmanın bir yolu yoktu. Günümüzde, bu ilahi sütunların zorlu tırmanışı dünyanın her yerinden dağcıları kendisine çekmektedir. Aşırı güvenlik önlemi olmaksızın bu muhteşem uzunluktaki klasik dağcılık rotalarının keyfini sürerler. Rotaların aşağı yukarı hepsi geleneksel bir şekilde yontulmuştur. Girişimde bulunanlar için başta imkansız gözükse de bazıları yaklaşık 500m yüksekliğe kadar tırmanabilmektedir.
Kastraki, bölgedeki en şirin köy olma özelliğiyle seçimlerini konforlu otellerden, özel evlerin odalarından, kamp alanlarından, tavernalardan, mağazalardan yana kullanabilen dağcıları devasa kayaların temelinde karşılar. Palio (Eski) Kastraki, korunan bir geleneksel yerleşim yeri ilan edilmiştir.
Kalambaka, Meteora’ya açılan kapıdır. Ticari ve turistik bir merkez olan Kalambaka’da tatilinizi bir rüyaya dönüştürebilecek pek çok otel, oda ve harika restoran bulunmaktadır. Spotos olarak bilinen şehrin eski kısmında bir gezintiye çıkın. Yunanistan’ın ahşap işçiliği okulunu ve ender görülen el yapımı bronz eşyalara rastlayacağınız geleneksel dökümhaneyi kesinlikle kaçırmayın.
Trikala’ya doğru Kalambaka’dan geçerek şehrin 8km dışındaki tarihi Sarakina mezrasına varacaksınız. Trikala bölgesindeki 16. yy’da yapılan altı kemerli büyük taş köprüyü görmeden ayrılmayın. Bu bölgedeki en ilginç cazibe merkezlerinden biridir.
Kalambaka’nın yalnızca 4km dışında bulunan ana bölmesi yaklaşık 500 sq m olan bu muazzam mağarada bir başka şaşırtıcı manzara sizi bekliyor. Bilim adamları, 137 milyon ila 60 milyon yıl önceki mezozoik dönemin sonlarında oluşan Theopetra (veya kaya tanrısı) Mağarası’nın kalker taşı oluşumunu hesaplamaktadır. 50,000 yıl öncesine kadar yerleşim olduğu düşünülüyor.
Meteora’da yürürken rahatlığı ve heyecanı aynı anda hissedersiniz. Bölgedeki maceraperest turizm acenteleri aracılığıyla bir gruba katılabilirsiniz. Dağda bisiklet sürüşü ise bir başka cezbedici seçenektir.