Yanya şehrinde bir yürüyüş turu

Yanya Şehrinde bir yürüyüş turunun öne çıkanları

Yanya Kalesi

Pamvotida Gölü kenarındaki tarihi surlarla çevrili eski kenti keşfetmek, Yanya şehrindeki bir yürüyüş turunun en önemli noktalarından biridir. Ali Paşa ile özdeşleşen Yanya Kalesi, Yunanistan’daki en eski kesintisiz yerleşim gören Bizans kalesidir ve saatlerce keşfedebileceğiniz iki surlu bölüme ayrılmıştır. Kuzeydoğu burcu, Epano Goulas (ya da Yukarı Şehir) olarak bilinir ve Bizans dönemine uzanır. Burada bir saray ve Aziz Yuhanna’ya adanmış bir kilise bulunuyordu. Ancak bunlar, 17. yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilen Aslan Paşa Camii Kompleksi ile yer değiştirmiştir. Kale ayrıca, Yanya’nın Romaniot Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapan bir Yahudi mahallesi ve bir sinagog barındırmaktadır.

Yanya Kalesi’nin güneydoğusunda, Ali Paşa’nın sarayını inşa ettiği İç Kale yer almaktadır. Buradaki en etkileyici anıtlar, Osmanlıların Yanya’yı ele geçirmesinden kısa bir süre sonra, 1430 yılında inşa edilen Fetih Camii ve Ali Paşa’nın türbesidir. İç Kale aynı zamanda Yanya’nın en ilgi çekici iki müzesine, Bizans ve Gümüş İşçiliği müzelerine ev sahipliği yapmaktadır.

Yanya Kalesi’ni gezin

Litharitsia Parkı

Yanya şehrinin birçok önemli noktası Litharitsia Parkı çevresinde bulunur, ancak keşfe başlamadan önce, kaleye çok yakın bir tepe üzerine inşa edilmiş olan bu parkta kısa bir yürüyüş yapmaya zaman ayırın. Park, farklı tarihi dönemlerden şehrin önemli âlimleri, hayırseverleri ve liderlerine ait sekiz büstüyle tanınır. Ayrıca, Ali Paşa tarafından 1800 civarında inşa edilen ve kale öncesindeki ilk savunma hattı olarak hizmet veren Litharitsia Kalesi ile de ünlüdür. Üst kısmında toplar, alt kısmında tüfekler bulunan bu kale, geç dönem Osmanlı tahkimat mimarisinin güzel bir örneğidir ve tüm şehre hâkim manzarasıyla bir çatı restoranı/barı bulunmaktadır.

Tepenin zirvesinde Ali Paşa, 1805 yılında mimar Frederick Freywald tarafından tasarlanan bir saray (seray) inşa ettirdi. Ünlü İngiliz topograf William Leake, sarayın muhteşem manzaralarını tarif etmiş ve Çin mimarisinden etkilendiğini belirtmiştir.

Yanya Arkeoloji Müzesi

Litharitsia Parkı’nın zirvesinde Yanya Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır. Müze, yalnızca Yanya’nın uzun tarihini değil, aynı zamanda Epir bölgesindeki tüm medeniyetleri de anlatmaktadır. Buzul Çağı’ndaki avcı-toplayıcılardan 200.000 yıl öncesine, bölgedeki Roma İmparatorluğu’nun 3. ve 4. yüzyıllardaki çöküşüne kadar uzanan bir hikaye sunmaktadır. Müzenin yedi salonunda sergilenen yaklaşık 3.000 eser sayesinde, Via Egnatia gibi önemli ticaret yollarına yakınlığıyla antik dünyada hayati bir rol oynayan bu bölgeyi daha iyi anlayabilirsiniz. Öne çıkan sergiler arasında, Dodona’daki Zeus Tapınağı’ndan kalıntılar yer almaktadır. Bunlar arasında adaklar ve Zeus ile yerel eşi Dione’ye yöneltilen soruların yazılı olduğu kurşun levhalar da bulunmaktadır.

Kahramanlar Parkı

Yunanistan’ın bağımsızlığı ve özgürlüğü için verilen büyük savaşlar ve mücadelelerde hayatını kaybedenlerin anısına adanan Kahramanlar Parkı, yerel halkın sakin bir ortamda dinlenmek için tercih ettiği bir diğer popüler noktadır. Parkta, 1912-13 Balkan Savaşları, II. Dünya Savaşı ve diğer çatışmalarda yer alan kahramanları anan heykeller ve plakalar bulunmaktadır. Parkın girişinde ise Meçhul Asker Anıtı yer almaktadır. Ayrıca, alt şehirde 1905 yılında dönemin Osmanlı valisi Aslan Paşa tarafından inşa edilen Yanya Saat Kulesi’ni görebilirsiniz. Saat Kulesi, 1918 yılında buraya taşınmış olup günümüzde yerel halk için popüler bir buluşma noktasıdır.

Veli Paşa cami ve medresesi

Litharitsia Tepesi’nin güneydoğu yamaçlarında, park, Ali Paşa’nın oğlu Veli Paşa için inşa ettirdiği bir sarayın parçası olan binalardan oluşan bir komplekstir. Bu kompleks, bir cami, bir medrese ve müştemilatı içermektedir. Chiekur Camii, 16-17. yüzyıllara ait olduğu düşünülen ve Bizans dönemine ait Aziz Stefanos Kilisesi’nin bulunduğu yere inşa edilen daha eski bir caminin yerini almıştır. Bu camiyi, kare kubbeli salonu ve üç küçük kubbeyle örtülü kapalı revakı sayesinde tanıyabilirsiniz. Minarenin günümüze ulaşan tek kısmı, güneybatı köşesindeki tabanıdır. Medrese (ilahi eğitim okulu), iç kısmı beş odaya bölünmüş dikdörtgen bir yapıdır. Mageiria (Yunanca adı, orijinal işlevine atıfla mutfak veya aşevi anlamına gelir), çatısından bir dizi bacanın yükseldiği büyük bir dikdörtgen binadır. Günümüzde burası, Yanya Belediyesi Kültür Merkezi’nin Dans Okulu’na ev sahipliği yapmaktadır.

Mağazalar ve pasajlar çevresinde bir gezinti

Kahramanlar Parkı’ndan Averoff Caddesi’ni geçerek, mağazalar, kafeler ve tavernalarla dolu olan ve Yanya’nın en yoğun alışveriş caddelerinin çevrelediği 28 Ekim Caddesi’ne girersiniz. Ara sokaklarda ve sokaklarında ilginç tavernalar ve dükkanlarla dolu olan Anexartisias (Bağımsızlık) Caddesi’ne gitmek de oldukça değerlidir. Harika bir yerel deneyim, bir tsipouradiko restoranında meze yemeği yemektir. Ayrıca, Yanya’nın ünlü pasajlarını (Stoa Louli, Stoa Liambei ve Stoa Alieos) ziyaret etmeyi unutmayın. 1869’daki bir yangından sonra, küçük dükkanlarla kapalı ve açık galeriler olarak inşa edilen bu pasajlar, şimdi harika restoranlar ve dükkanlarla doludur. Göl ve Mitsikeli Dağı manzarasına sahip olan Mavili Meydanı’na devam edebilirsiniz. Meydan, Yanya’nın kurtuluşu için savaşırken 1912’de hayatını kaybeden, sonenin ustası olan Korfu’lu şair Lorentzos Mavilis’in adını taşımaktadır.

Yanya Belediyesi Sanat Galerisi

28 Ekim Caddesi ile Adamantiou Korai Caddesi’nin kesişiminde, 19. yüzyıl neoklasik tarzda inşa edilmiş, neo-Rönesans ögeleri taşıyan bir yapıda bulunan Yanya Belediye Sanat Galerisi yer almaktadır. Pirsinella Köşkü olarak bilinen bu bina, 1920’lerde şehrin belediye başkanı olan Vasileios Pirsinellas’ın ikametgahıydı ve 19. ve 20. yüzyılların tanınmış Yunan sanatçılarından mükemmel bir resim, heykel ve gravür koleksiyonuna sahiptir. Sergilenen 1.000’den fazla eserin arasında empresyonist sanat örnekleri ve Münih Okulu’ndan ilham alınan eserler de yer almaktadır.

Yanya Adası

Tekneler, gün boyunca Yanya’nın ünlü adasına, yerel halkın basitçe “To Nisi” (Ada) olarak adlandırdığı Pamvotida Gölü’nün ortasında hareket eder. Ada, Yanya’nın kimliğinin önemli bir parçasıdır ve gölden elde edilen deniz ürünlerine odaklanan balıkçılara ve deniz ürünleri tavernalarına ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, yerel yapım hediyelik eşyalar satan dükkanlar ve kafeler de bulunmaktadır. Bölge, geleneksel Epir mimarisinin mükemmel örneklerini ve büyük tarihi öneme sahip manastırları barındırır. Bunlar arasında, 1291 yılında kurulan ve harika freskleriyle ünlü Aziz Nikolaos Filanthropinon Manastırı da yer almaktadır. Aziz Pantaleimon Manastırı, Ali Paşa’nın 1822 yılında öldürüldüğü yerdir. Manastırın yanında, Ali Paşa ve Devrim Dönemi Müzesi bulunur. Müzenin sergileri arasında, Ali Paşa’nın altın kaplama tüfeği ve nargilesi de yer almaktadır.

Kostas Frontzos Folklor Müzesi

Kostas Frontzos Folklor Müzesi, Epir’in geleneksel mirasına dalmanızı sağlar. Michail Aggelou Caddesi’nde, restore edilmiş bir 19. yüzyıl Osmanlı dönemi köşkünde bulunan müze, bölgenin halk geleneklerini vurgulayan bir koleksiyon ve sergiye ev sahipliği yapmaktadır. Sergiler arasında erkek ve kadın geleneksel kostümleri ve takıları, günlük yaşamın ev eşyaları ve Yanya’nın kentsel toplumunun yeniden inşa edilmiş bir oturma odası yer almaktadır. Epir Araştırmaları Derneği tarafından kurulan müze, kurucusu olan önemli bir koleksiyoncu Kostas Frontzos’un adını taşımaktadır.

Yanya Geleneksel El Sanatları Merkezi

Yanya’nın gümüş işçiliği konusundaki ünü yüzyıllara dayanmaktadır. Şehir merkezinde ve adada el yapımı gümüş eşyalar satın almak için birçok fırsat olsa da, Yanya Geleneksel El Sanatları Merkezi (Archiepiskopou Makariou Caddesi’nde) bu zanaat hakkında daha fazla bilgi edinmek için mükemmel bir fırsat sunmaktadır. Merkez, Yanya’daki gümüş işçiliğinin sanatsal ve sofistike yönlerini sergileyerek gümüş işçiliği atölyeleri, bir müze, kültürel etkinlikler salonu ve sanatçılardan doğrudan gümüşten yapılmış takı ve diğer eşyaları satın alabileceğiniz bir dükkân içermektedir. Bu, Yanya’nın gümüş eşya üretiminin yüzyıllar boyunca uluslararası alanda tanınmasını sağlayan beceri ve geleneği birinci elden gözlemlemek için tanıklık edeceğiniz bir yerdir.

Şehrin mimari incileri

Şehir merkezinde yürüyüş yapmanın keyiflerinden biri, size 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarına ait Yanya’yı gözler önüne seren mimarisi hayran kalmaktır. Öne çıkan yapılar arasında, kalenin yakınlarındaki Yahudi mahallesinde Koundouriotou Caddesi’nde bulunan Levi Evi yer almaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısında ünlü bir askeri cerrah tarafından inşa edilen bu bina, uzun yıllar özel bir okul olarak kullanılmış ve hâlâ “Lykeio” (Lise) olarak bilinmektedir. Benzer şekilde, Pavlou Mela Caddesi’nde yer alan ve çeşitli müzelere ev sahipliği yapan tescilli Tzavella Konağı ve Misios Konağı, dönemin zengin ailelerine ait olup, 19. yüzyıl yerel mimarisinin tipik ve karakteristik örneklerindendir.

Papazoglou Caddesi’ndeki Papazogleios Dokuma Okulu, neoklasik anıtsal bir özellik taşır (Korint başlıklı sütunlar ve Dor düzeninde bir sundurma dahil) ve Zois Kaplani Caddesi'ndeki Kaplaneios Okulu, Osmanlı döneminde Yunan öğreniminin önemli bir merkezi olmuştur. Son olarak, Markou Botsari Caddesi’ndeki Posta Dairesi binası, 1905 yılında dönemin Paşasının emirleriyle okul olarak inşa edilmiştir ve Yanya Belediye Binası, Dimokratias Meydanı’ndaki saat kulesinin karşısında, 1928 yılında Yunanistan Ulusal Bankası tarafından post-Bizans tarzında inşa edilmiştir.