Akropolis’in kutsal kayası


OVERVIEW
Atina’da gözünüze nereden ilişirse ilişsin Akropolis tüm dikkatinizi çekmektedir. Bunun en iyi nedenlerinden biri de 2500 yıl önce olduğu gibi bugün de ünlü tapınağının ismini taşımaya devam eden sürekli değişen bir şehre tanıklık ediyor oluşudur.
İlk yöre halkı için doğal bir tepe hisarı, antik tanrılara tapmak için bir yer, Atinalılar altın çağını yaşarken M.Ö. 5. Yüzyılda bulunan Preikles’in fevkalade bir rökonstrüksiyon projesinin en önemli merkezi… Akropolis tüm bunları görmüştür. Medeniyetler ve fatihler gelip geçtiler (bazıları Kutsal Kayalar’a ekleme yaptı, bazıları ise eserleri yıktı) ve hepsi hala orada bulunmaktadır.
1987 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası listesindedir ve Yunanistan’ın dünyaya verdiği antik çağ ruhunun, girişiminin ve kültürünün sembolü olarak olmaya devam etmektedir.
Onu keşfetmek, antik mimari ve sanatın bir şaheserini keşfetmektir. Bugün hayran kaldığımız şey – Akropolis Müzesi’nde korunan eserlerle birlikte – en büyük sanatkâr ve mühendislerin eserleridir: tanrıça Athena’ya adanmış Partenon (dünya genelinde kesinlikle en çok bilinen Yunan yapısı), verandayı tutan görkemli kadın karyatidleriyle Erehteyon, Athena Nike Tapınağı… Bunlar hayret verici bir şekilde tutku işidir.
Sadece etrafında gezerek bölgenin ihtişamını tamamen takdir etmek imkansızdır. Bu yüzden bir arkeolog tarafından yönlendirilen bir gruba dahil olmak veya iyi bir rehber kitap satın almanız tavsiye edilir. Burada sizlerle bazı önemli noktaların üzerinden geçeceğiz ancak bu sadece bir başlangıçtır.
İLHAM ALMAK
BUNLARı KAÇıRMAYıN
Beulé Kapısı
19. yüzyılda onu keşfeden arkeoloğa ithafen isimlendirilen Roma dönemi kapısı bölgede başlangıcınız olacak. Sonrasında ek olarak, geniş mermer bir merdivenle M.S. 3. Yüzyıl civarında bölgeyi korumak amacıyla Propylaion’a özgün bir biçimde bağlandı.
Agrippa Sütunu
Beulé Kapısı’nın hemen ötesinde M.Ö. ikinci yüzyılda inşa edilmiş dikdörtgen, uzun mermer sütun… Adını Marcus Aggripa’dan, Augustus’un üvey oğlu, almaktadır çünkü bir keresinde dört atlı savaş arabasının temele gömülmesinin bronz bir tasviridir.
Propylaion
İşler burada kızışıyor. Propylaion, Parteona’a ve hayran kalmaya geldiğiniz diğer eserlere çıkan büyük, karmaşık bir merdivendir (kendisini çevreleyen İyon ve Dor sütunlarıyla beş giriş kapısı içermektedir).
Athena Nike Tapınağı
Harika bir şekilde korunmuş Athena Nike Tapınağı’na değer vermek için bir dakikanızı ayırın. Propylaion’un yanında bulunmaktadır ve Tanrıça Athena Nike’a ithafen adanmıştır (zafer simgesi). Onun güzelliği ve zarafeti seyre dalınacak bir şeydir.
Partenon
Ve işte orada, Kutsal Kaya’nın tepesinde gururla duruyor. Antik dünyanın en iyi bilinen tapınağı… Partenon’u incelemenin birçok yolu vardır: Sadece güç sağlamayan zarif bir biçimde değişken sütun genişliğine sahip mimari bir harika olarak ve aynı zamanda doğruluğun bir göz yanılması olarak, Bilgelik ve Savaş Tanrıçası ve Atina’nın koruyucusunun mabedi olarak ve Atina’nın her işgalcisinin hak iddia ettiği veya yok etmek istediği bir yer olarak.17. yüzyılda Osmanlı’nın cephane deposunu patlatan ve bugünkü kalıntılarla sonuçlanmasına sebep olanlar Venediklilerdir. Yine de Atina’yı dünya çapında bir kitleye gururla temsil eden bu binanın bir saygınlığı ve zarafeti var.
Erehteyon
Eteheyon’un güneyindeki M.Ö. 6. Yüzyılın başında inşa edilen bu eser, M.Ö. 14. Yüzyıldaki Miken kraliyet sarayının yöresinde inşa edilmiştir.
Athena Eski Tapınağı
Eteheyon’un güneyindeki M.Ö. 6. Yüzyılın başında inşa edilen bu eser, M.Ö. 14. Yüzyıldaki Miken kraliyet sarayının yöresinde inşa edilmiştir.
Roma ve Agustus Tapınağı
Akropolis’in en antik eklerinden biri olan (M.Ö. 1. Yüzyıl civarında) bu küçük dairesel tapınak (ya da ondan geriye kalanlar), Augustus’un heykeli ve yüceleştirilmiş Roma için korunmuştur.
Artemis Brauronia Mabeti
Akropolis’e M.Ö. 6. Yüzyıldaki eklerinden biri olan bu mabet gebe kadınları ve lohusa anneleri koruyan tanrıçaya adanmıştır.
Chalkotheke
Güney duvarı boyunca bulundan Chalkotheke (Yunanca’da “bronz dükkân”), silahlar, heykelcikler ve Akropolis’e adanan diğer objelerden metal adak eşyalar barındırır.
PLANLAMAYA BAŞLAYIN
- Akropolis Tepesi’nin keşfi için birkaç saat yeterlidir ancak ziyaretinizin uzunluğu her bir esere ne kadar değer vermek istediğinize bağlı olmalıdır.
- Rehberli turlar genellikle 2 – 4 saat sürmektedir.
- 1 Kasım’dan 31 Mart’a kadar tüm ziyaretçiler için biletler 20€’dur (10€ daha az). Bazı ücretsiz giriş günleri olmaktadır.
- Rehberli turlar daha maliyetlidir ancak sıranın önüne geçmenizi sağlar.
Havalimanından
- Metroyla: Sintagma durağı için mavi hattı kullanın ve sonra Kırmızı hatla (bir durak) Akropolis durağına ulaşın.
- Arabayla veya taksiyle: 35km, 40 dakika (gün içerisinde yaklaşık olarak 40€).
Pire limanından
- Metroyla: : Sintagma durağı için mavi hattı kullanın ve sonra Kırmızı hatla (bir durak) Akropolis durağına ulaşın.
- Arabayla veya taksiyle: 15km, 30 dakika (gün içerisinde yaklaşık olarak 30€).
- Akropolis resmi tatiller haricinde tüm yıl boyunca açıktır.
- Sıcaklık 40°C (şehirde 37°C) üstüne çıkarsa sit alanı kapatılacaktır.
- Kış ve yaz açılış saatleri değişmektedir.
Eğer mümkünse yaz boyunca en sıcak zamanlardan kaçınıp daha sakin aylarda ziyaret etmenizi öneriyoruz.
- Sonbahar
- Bahar
- Yaz
- Kış
- Akropolis Tepesi’nde çok az gölge vardır. Bu yüzden şapka, güneş gözlüğü takın; güneş kremi ve bir şişe su getirin.
- Mermerler kaygan olabileceği için iyi kavrayan rahat ayakkabılar giyin.
- Akropolis yürüyüş turu için birçok seçenek vardır veya buradan bir rehber tutabilirsiniz.
- Bilet gişesinin karşısında bir büfe vardır.
- Engelli ziyaretçiler için ana girişten 350 metre uzakta bir asansör vardır ancak önce yetkililerle görüşmeniz gerekmektedir.