- Gidilecek yerler
- Yapılacak şeyler
- Seyahatinizi planlayın
- Ιlham alın
- Daha fazlası
Ege Denizi’nin, ritimle şarkının ve güneş ile denizin buluştuğu bu köşesi tanrıça Artemis’in kraliyetini kurduğu yerdir. O günden bugüne insanoğlu On iki ada adalarındaki mimarinin özelliğini koruyarak doğal çevreye ve tarihi kalıntılara saygı içerisinde kaleler, tapınaklar, manastırlar ve evler inşa etmişlerdir.
Nereye bakarsanız bakın, gözlerinizi muhteşem bir manzara selamlar. Alçak tepeler ufuk boyunca düzgün çizgiler çizer ve uçsuz bucaksız düzlükler denize ulaşır. Ve ışıkla dolu Ege’de dalgalar çemberler çizerek koylara, haliçlere ve körfezlere ulaşır. Burası Leros! Buradaki otantik hava sizi ve ailenizi bütün kaygılarınızdan uzaklaştıracak bitki kokularının estiği adaya getirecek. Modern turistik tesislerin yer aldığı ve su sporları ile kayda değer kültürel aktivitelerin yapıldığı eşsiz sahiller sizlere unutulmaz anlar yaşatacak.
Tecrübeli Lerian inşaatçıları tarafından doğal çevreye adapte edilmiş sade güzelliğe sahip yapıların bulunduğu ve adanın her bir köşesinde nokta gibi duran köyler yalınlıklarıyla sizleri büyüler.
Koyu sarı renkte ve terakota şeklinde geleneksel meskenler, evler ve İtalyan binaları ahenkli bir mimari yapı sergilerler. Denizde yüzüyor gibi görünen yel değirmeni ile cennet gibi görünen romantik bir yer ve doğal bir limanın bulunduğu büyük bir körfez manzarası.
Burası adanın başkentidir. Denizde tepe sırtlarındaki yel değirmenleri göze çarpar. Kuşkusuz, baş döndürücü Ege manzarasında kahvenizi bir süre daha yudumlamak isteyeceğiniz bir yer.
Kendine has atmosferiyle bu balıkçı köyü adanın en etkileyici yerlerinden biri olarak görülmektedir. Denize sunulan ufak bir hediye, sizleri selamlayan lüks eğlence gemilerinin yanı sıra kayıkçı tekneleri yalın güzelliğiyle bütün ziyaretçileri etkiler.
Adanın ana limanı az yokuşlu tepeler üzerine kurulmuştur. Bir tarafta Neoklasik döneme ait binalar diğer tarafta beyaza boyanmış evler artistlerin ve mimarların takdirini toplayan gölgeleri renkleri ve desenleri kompozisyona dönüştürür. Hem ruhu hem de duyguları rahatlatan bir güzelliğe sahiptir.
Adanın kuzey doğusunda Patmos ve Kalymnos’tan Anadolu’ya kadar uzanan kale uyumayan bir bekçi gibi ufuk çizgisine hükmeder. Kastro’da değer biçilemeyen kutsal objelerin yer aldığı kilise müzesinin yanı sıra her yıl 15 Ağustos’ta kutlamaları yapılan Kutsal Ana’nın kilisesini de bulursunuz. Platanos’un çevre semtlerinde dolaşın. Manzarası bambaşkadır! Gökyüzü, deniz ve insanlığın eserleri, tümü kutsal bir uyum içindedir.
1925 yılında tamamen yerli taşlardan inşa edilmiş iki katlı evler, Tarihi Müze, Folklor Müzesi, Basın Müzesi ve Belediye Sanat Galerisi ve Müzesi.
Leros’ta küçük koyların yanı sıra sizleri eğlenceye bekleyen düzenli plajlar, gözlerden uzak körfezler bulursunuz. Bunlar Vromolithos, Gourna, Blefoutis ve Agia Kioura’nın yanı sıra.
Yer altı ve yer üstü mühimmat depoları ağı sizi tarihin sayfalarında yolculuğa çıkaracak zengin bir gösteri sunar
Evlenen birçok çiftin fotoğraflarındaki kadar fotojenik olan ve küçük bir arazi şeridi ile anakaraya bağlanan adacık üzerinde dikkat çekici bir kilise inşa edilmiştir.
Eğer sualtı dalışlarını seviyorsanız, Leros etrafındaki deniz, II. Dünya Savaşına ait birçok gemi enkazı, mağaralar ve zengin ekosisteme sahip deniz yatağı ile övünür. Uygun şekilde kıyafetlerinizi giyin ve zamanın durduğu ve Ege’nin geçmişi sakladığı yerlerde dalış yapın.
En taze balıklar, lezzetli etler ve tarlalardan getirilen çeşitli bitkiler Leros mutfağının temelini oluşturur. Yiaourtopita (Yunan yoğurdundan yapılan kek)’in bir çeşidi olan patsavouropita’yı denemeden geçmeyin ve susuzluğunuzu “gavafa” adı verilen yerel içecekle giderin.
Adanın en keyifli ve etkileyici kiliselerinden biri Ksirokampos köyüne yakın bir kayanın üzerinde sahil kıyısındadır.