En zorlu gezginleri bile etkileyecek sade unsurları ile Trakya sürprizlerle dolu uğrak bir bölgedir. Yunanistan’ın kuzeydoğu bölümünde bulunan “merkezi” – İskeçe, Gümülcine, Dedeağaç, Orestiada, Didymoteicho – sizi etkilemek için hazırdır. Hem kültürü hem de ekosistemi ile iki ada burada buluşuyor. Yunanistan’ın bu köşesinde, gizemli Doğu’ya açılan kapıdasınız, camilerde, pazarlarda Bizans ve ortaçağ Osmanlı’sının eserlerinin arasında Doğu’yu hissedeceksiniz.
Doğal güzellikleri ile de büyüleneceksiniz; – el değmemiş Rhodopi ormanı, kıvrımlı Nestos Nehri, Vistonida ve Porto Lagos gölleri ve bataklıkları, Dadia’da bulunan WWF kuş barınağı ve muhteşem Evros Nehri deltası-. Bunlar yetmediyse, keşfedeceğiniz onlarca eser ve müze sizi bekliyor. Trakya bugün, iki toplumun ve inanışın yüzyıllardır bir arada olduğu Müslüman ve Hristiyan mirasının ilginç bir kombinasyonudur. İşte bu sınır bölgesinde, aralarında sınır olmayan bir yer bulacaksınız. Trakya’ya hoş geldiniz.
Gümülcine’ye yakın Fanari plajında, Makri’den Dedeağaç kıyısı boyunca, arabayla kolayca ulaşılabilen ve çeşitli kafe ve restoranları olan şehirlere ve semtlere yakın güzel plajları bulacaksınız. Bölgedeki birkaç büyük otel düzgün plajlara sahip.
Tek hedef, onlarca mekan: Democritus'un doğum yeri Antik Abdera’yı ve mükemmel müzesini tanışın. Ardından bölge genelinde dağılmış Pomak köylerini ziyaret edin. Çiftçilik ve tütüncülük yapan mavi gözlü, sarışın Pomaklar, Türkler ve Yunanlardan ayrı yaşayan etnik kökenleri belirsiz Müslüman topluluktur. Yöresel kostüm sergileri ve yıllardır süre gelen ibadet döngüsü ile ülkenin en önemli yerlerinden biri olan Dedeağaç’ta bulunan Ethnological Trakya Müzesi’ne bir gezi yapın. Mylopetres, Dikella ve Dadia’da bulunan kadim Müslüman mezarında Mikros Dereios ve Roussos, köyleri arasında bulunan Demir Çağı’ndan kalma monolitik mezarları ziyaret edin. Son olarak, ipek üretiminin merkezi olan Soufli’nin kuzeyine – üretimin bütün aşamalarının olduğu mükemmel bir müze – doğru gidin.
Tatil aksiyon ve macera demek: Trakya doğada aktiviteleri için mükemmel bir yerdir. İki dik dağın arasında dolambaçlı bir yolu kesen nehrin aşağısında tek başınıza ya da grup ile kano/kayak alarak, Nestos ormanlarını tanıyın. Ayrıca kıyısında yürüyüş yapabilir ya da dört yollu Dadia ormanının doğusuna gidilebilir. Kuşbilimciler, Vistonida ve Porto Logos’ta bulunan bataklıklarda küçük bir bot ile gezinip, tıpkı kuşlar gibi Evros Deltası’na toplanacak ve Dadia’da bulunan nadir Kara Akbaba’ların (Aegypius monachus) son göçlerini gözlemleyecek. Ayrıca Nestos vadisinde at binebilir, İskeçe yakınındaki Kotza Orman ormanında dağ bisikleti sürebilir ve Evros’un Pomak köylerinde off-road macerasına çıkabilirsiniz. Maronia ve Mesemvri Zoni arasındaki güzergah unutulmazdır. Trakya doğaseverlerin cennetidir.
Trakya mutfağında, kimyon ve kırmızı biberin sert aromasını fark edeceksiniz. Ve yöresel sosisleri ve pastırma gibi korunmuş etleri tadacaksınız. Trakya Kadın Kooperatifi’nden alabileceğiniz Fas kuskusuna benzeyen kouskousinin ve börek ve etin içinde lahana turşusunun, etli pilav ve çoban tabağının bir tadına bakın. Gümülcine, ünlü bir aperatif olan kavrulmuş nohutları ile tanınır: pastelli (Susamlı çubuklar) ve soutzouk loukoum, tahinden yapılan sakızlı Türk lokumu. Dedeağaç’ta ve diğer kıyı şehirlerinde ya da Evros yakınlarında bulunan Pentalofo gibi denizden uzakta restoran ve kafelerde av havyalarını, taverna ve restoranlarda balık ve deniz ürünlerini bulacaksınız. Evros’un Prangi bölgesinde organik bir restoranlar bile var. Hem Anadolu hem de yunan mutfağından yayılan İşkece ikramları çok çeşitlidir.